www.kriminoloji.com
HIRSIZLIK
Dr. Mustafa Tören YÜCEL[1]
Tüm
zamanlar ve tüm ülke insanlarına özgü bir şey, mal/mülk, para, servet elde etmek
dürtüsü legal vasıtalar elvermediğinde illegal yollardan doyuma kavuşmaktadır. Yaşam gerçekleri sanki herkesin hırsız olarak
doğduğunu kanıtlamakta; profesyonel hırsızlar ile kişilik bozukluğu olan bazı
kişilerin hiçbir zaman başka türlü davranmayı öğrenmediğini göstermektedir1. Her yetişkin yeterince aç kaldığında
çalabilmektedir. Aşağıda hırsızlık ve
gasp suçlarına ilişkin yıllar itibariyle açılan kamu davalarına yer
verilmiştir. Bu verilerin belgelediği üzere anılan suçlar özgü on üç yıllık
süredeki artış hırsızlıkta % 93 ve gaspta % 81 oranında olmuştur.
Kuşkusuz, bu suçlara özgü karanlıkta
kalan suç miktarı korkutucu boyuttadır2.
Açılan Kamu Davaları
(1987/1997/2000)
|
|
TCK Madde Grupları |
1987 |
D |
1997 |
D |
2000 |
D |
|
491-494 |
Hırsızlık |
47660 |
100 |
90292 |
189 |
91795 |
193 |
|
495-502 |
Gasp |
2443 |
100 |
3594 |
147 |
4412 |
181 |
Yaş grupları bakımından hırsızlığın diğer suçlara
oranla yoğunluk gösterdiği ve 11-17 yaş grubundaki bu oran (%42.6), 18 + yaş grubundakinin
3.7 katına ulaşmaktadır. Orandaki bu
yükseklik cezaevine giren hükümlü sayısı bakımından da varlığını korumaktadır.
Buna ait verilere (1992-1997 aşağıda yer verilmiştir.
|
Cezaevine Hırsızlık/ Gasptan Yeni Giren
Hükümlülerin Dağılımı 1992-1997 |
||||||||||||
|
|
1992 |
1993 |
1994 |
1995 |
1996 |
1997 |
||||||
|
Hükümlü |
Hükümlü |
Hükümlü |
Hükümlü |
Hükümlü |
Hükümlü |
|||||||
|
Suç türü |
Sayısı |
% |
Sayısı |
% |
Sayısı |
% |
Sayısı |
% |
Sayısı |
% |
Sayısı |
% |
|
Hırsızlık |
4927 |
9,1 |
4729 |
8,8 |
5208 |
8,6 |
5577 |
8,8 |
5802 |
9,5 |
6182 |
9,8 |
|
Gasp |
771 |
1,4 |
863 |
1,6 |
878 |
1,4 |
1012 |
1,6 |
1005 |
1,6 |
1001 |
1,6 |
Günümüzde
kolluk kayıtlarında örneği görülmemiş oranda artış kaydeden kapkaççılık türü gasp
suçları metropol kent sokaklarındaki suçların önemli bir bölümünü
oluşturmaktadır. Farklı tabiattaki bu
suç türü girift bir sorundur. Bu
suçların nerelerde işlendiği, suçluların ve mağdurların karakteristiklerini
tasvir etmek ne kadar önemli ise, bu suçların neden işlendiğini anlamak, neden
bazı mağdurların seçildiğini açıklamak veya neden bazı mahallerde fazlaca suç
işlendiğini açıklamakta o kadar önemlidir. Bu alanda stratejik taktikler
geliştirmek üzere ayrıntılı veri toplanması ile bu verileri analiz edebilecek
uzman kişilere ve bilişim olanaklarına gereksinme vardır. Bu bağlamda geliştirilecek taktikler kolluk
ve ceza adaleti kurumları ile diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde
uygulamaya konulmalıdır3.
Hırsızın
normal bir yaşama başlaması kendisi için haklı bir övünç kaynağı olamaz. İlgi çekici olan bazı hırsızların
sosyalleşmesi değil, bazı dürüst kişilerin hırsızlığa başlamasıdır. Binlerce sürücünün karayolunda/TEM’de
seyrederken bazı aptalların gereksiz yere tali yola sapmaları ve belli bir süre
sonra karayoluna dönmeleri hiçte sürpriz olmayacaktır. Sürpriz olanı kişilerin karayolundan
ayrılabilecek kadar aptal olmasıdır.
Karayoluna dönüş kendileri için en doğal bir davranıştır4.
Aşağıda
olayda bir hırsızın tanık olduğumuz duygu ve düşüncesi hiçte istisnai bir
görüntü değildir:
“Son
altı aydır yaşamımda ilk defa dürüstçe davrandım ve bunu antisosyal yaşamdan
daha çok sevdim. Kendimi şimdi daha iyi
hissetmeğe başladım. Hiç kuşkusuz, 60
milyon Türk yanlış olamaz. Türklerin çoğu
profesyonel hırsız değil, çoğunluğun yanında olmaktan dolayı çok iyiyim.”
Hırsızların
yaşamında önemli olan husus geleceğe bakabilmeleridir. Ne var ki, onlar geleceğe eğilmeyi, geleceği düşünmeyi
hiç akıllarına getirmezler. Gelecek, kendileri için yaşamın çıplak gerçeği ile
yüz yüze gelmeleri demek olduğundan hiçte iç açıcı olmayacaktır. İşte bu
bağlamda bir yankesici için yaşlandığında ellerinin marifetini, zekasının
keskinliğini kaybedebileceğini düşünmesi oldukça korkutucu olacaktır. İşte bir suçlu için en etkili tretmanın belki
de suçlu kişinin hayatındaki farklı evreleri fotoğraflayıp dizin halinde cezaevi
koğuş duvarına asmak ve yaşamının ya cezaevinde veya kimsesizler yurdunda/sokakta
ölümü ile noktalandığını göstermek olacaktır.
Yasalara
uygunluk içinde yaşayan ekseri kişilerin en azından yasa dışı davranış
sınırında bulunduğu yadsınamaz. İşte bu
kadar doğal gibi görülen hırsızlık olgusuna karşı fırsatların yaratılmaması
için gerekli önlemlerin alınması; diğer bir anlatımla oltaya yem konulmaması
gerekmektedir. Bu konuda dijital alem
yeni korunma olanakları sunmaktadır. Ne
var ki, hırsız için alınacak tedbirler karşısında korunmadan yoksun
objelere/kişilere yönelim oluşacaktır.
Bu bağlamda ceza hukuku bağlamında mağdurun katılımı ve işlevsel
sorumluluk kavramları değerlendirilerek sonuçların ceza hukuku dogmatiğine
sokulması girişimlerine tanık olunmaktadır. Ceza hukukundaki işlevsel
sorumluluk kavramı potansiyel mağdurun,kendi mağduriyetine meydan vermemesi
gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle ufak türden suçları (örneğin
mağazalardan yapılan hırsızlıklar) önlemek
ve kontrol altına almak üzere aşağıdaki olasılıklar düşünülebilir:
·
Mağdur kendi mağduriyetine sebebiyet verdiğinde ceza
hukukunun sağladığı korumadan yoksun bırakılabilir. “Satın alıyorum öyleyse varım” felsefesinin egemen olduğu;
herkesin tüketme hastalığı ve cazibesine kapılmasına karşın reklamla ilgi odağı
olan mağazada gerekli güvenlik tedbirleri ve onun bedeli olan harcamayı
yapmayan işletmeden hırsızlık yapanlara karşı ceza adaletinin müdahalesi
düşünülmeyebilir.
·
Ceza yaptırım türü ve şiddeti seçilirken mağdurun
sorumluluğu göz önüne alınabilir.
Tüm sorun hırsızlık suçu işleyen
çocuklara ve gençlere ceza adaleti bağlamındaki tepkisel yaklaşımdır. A.B.D. den ithal edilen ve Almanya’da
uygulanan hürriyeti bağlayıcı cezaya alternatif tedbirler/ sistem dışına
kaydırma (diversion) daha ekonomik ve etkin bir yaklaşım olmaktadır. Bu
yaklaşıma olanak sağlayan düzenleme 1965 tarihli Cezaların İnfazı Hakkındaki
647 sayılı kanunun 4. maddesi ile yapılmış ise de, geçen sürede uygulamanın
biçimsellikten ötesinde bir içerik kazanamadığı görülmektedir.
DİPNOTLAR:
[1] Bu yazı Sayın Dr. Mustafa T. Yücel’in “Kriminoloji”
kitabından tanıtım amacıyla alınmıştır. (Dr. Mustafa T. Yücel, Kriminoloji, Ankara, 2003, 1.Baskı, s.82 vd.)
Amacımız suç konusunda çıkan kitaplardan, dergilerden, yazılardan sizleri
haberdar etmek; bilgi evrenine ve Türk kriminolojisine (suç bilimine) katkıda
bulunmak ve topluma faydalı olmaktır. Daha detaylı bilgi için ilgili kitaba
başvurmanızı özellikle tavsiye ederiz.
1 Fetişizmin kriminolojik gösterisi hırsızlık suçunda
belirgindir: Fetiş objeyi sağlama arzusu hırsızlıkta hiçte ender olmayan bir
saiktır.bk. M.T. YÜCEL. Adalet Psikolojisi, Ank., 2003.
2 Yapılan araştırma sonuçlarına göre, hırsızlıkların yarısı ihbar edilmektedir. Özetle, suç istatistikleri kuyuda ne kadar su
olduğunu değil, insanların kuyudan ne kadar su çıkarmaya niyetli olduklarını
saptamaya elvermektedir. Her ikisi
arasında bir ilişkinin varlığından söz edilebilirse de, bu ilişkinin çok yakın
bir ilişki olduğu ileri sürülemez. Öte yandan ihbar edilen suçlardan faili meçhul olanların yüzde oranı oldukça yüksektir. 1996 yılı Polis verilerine göre oto hırsızlığında
%86.18, hırsızlıkta %66.00’dır.
3 www.crimereduction.gov.uk/streetcrime
, J. Smith The Nature of Personel Robbery (Home Office Research Study
254) London 2003.