www.kriminoloji.com
SUÇUN
TAHMİNİ
(KRİMİNALPROGNESE)
Prof.Dr. Timur DEMİRBAŞ[1]
©
www.kriminoloji.com 2002
Suçun önceden tahmininden, suçluluk alanındaki
gelecekteki gelişmeler ve sonuçlar ile onların kontrol edilmesi üzerinde,
bilimsel esasa dayanan ihtimal açıklamaları denemesi anlaşılır. Bununla,
gelecekteki gelişmeye yönelik kesin anlamda deneysel açıklamaların olmadığı ve
olamayacağı da açıklığa kavuşur. Bunun nedeni, bir kere gelecekteki sosyal
sonuçların bilimsel teoritik nedenlerden, önceden söylenemeyeceği gerçeğinde
durmaktadır[2].
Kriminolojinin önemli pratik görevlerinden
biri, suçlu insanın gelecekteki davranışlarına karar vermek, yani sosyal veya
doğrusal ifadesiyle suç teşhisinde bulunmaktır. Suç teşhisi geleceğe bir bakış
olup, belirli bir bireyin suç davranışını önceden bakarak belirlemek ister[3].
Bundan başka, önemli faktörlerin önceden
söylenmesi için gelecekteki gelişmenin nasıl düzenleneceği sabit olmaz. Eğer
suçluluk, hemen hemen o ana kadarki deneysel sonuçların ısrarla tavsiye ettiği,
çocukluk veya gençlik yaşındaki sosyalleşmenin tarzı ile başlantı içinde duruyorsa
veya aile yapısı, mesleki davranış ve işsizlik bakımından yapılacak varsa, o
zaman onun gelecekteki gelişimi, ona bir önceden tahmin modeli getirebilmek
için bilinmek zorunluluğu olabilirdi[4].
Önceden tahmin uygulamasının ağır noktası
ve onu takip eden önceden tahmin araştırması bu yüzden ceza yargısı ve ceza
infazı alanlarında durur[5]. Fakat şüphesiz, bir
bilimsel suç politikasının ilginç araştırma konusu olurdu[6].
Suç önceden tahminleri her şeyden önce
devlet ceza koğuşturma organlarının planlamalarında geniş yayılmada
bulunmuştur; onlar burada, sıklıkla faydacı nedenlerden bulunur. Önceden
tahminler özellikle içtihatlarda önemlidir, öylece ceza hukuku normlarının
miktarını onlar isterler. Gelecekteki yasal yaşam için tahminler, açıkça
suçluluğu bir kere bireysel tahminler olarak somut bir kişi ile ilgilidirler ve
diğer taraftan kolektif farklı şekilleri (şu ana kadar cezasız, mükerir,
hükümlü gibi) kapsayarak yapılır. Böylece biz, tahminler ile şüphesiz belirli
bir sonucun dahil olması veya hariç kalması ihtimali üzerinde açıklamalar
yapabilirsek de, onun güvenliği bireysel ve kollektif tahminde farklı
yüksekliktedir. Belirli bir kişinin mükerrer olup olmayacağı sorusunda sonuç,
iki hariç bırakan sonuç içinde birbirini kabul ettirecektir: Mükerir olma veya mükerir
olmama. Burada nispi bir mükerirlik (mesalâ % 80) yoktur. Deneme kişisi ya tam
mükerir olacaktır veya hiç olmayacaktır. Buna karşılık böyle açıklamalar
kollektifte kullanıldığında tamamı ile anlamlı isabet ettirmeler ortaya
çıkacaktır. Eğer, bir kollektif mükerrirlik ihtimali % 80 görünürse, o zaman
bununla, bu kollektiflikten (tahmini) % 80 mükerrirlik olacağı söylenir. Bu
açıklamalar 30 yıldır Almanya’da ortaya konulan tahmin tabloları içinde
geçerlidir[7].
Suç tahminlerinin ne derece güvenilir ve bununla
da uygulamada başarılı olduğu sorusu, çok güç cevaplanır; çünkü, onun için
bağlantılı kaliteli kriterler yoktur. Sıklıkla kişisel tecrübeler sübjektiftir,
ilgili için özellikle etkili belirli bir sonuçtan hareketle toplanırlar[8].
Mahkumiyet sayılarının tahminin
güvenirliliği açısından bir örnek olarak Kaefer/Kaehmer/Schellhoss
tarafından (1976) yürütülen bir çalışma gösterilir:
Yıl |
Tahmin |
Gerçek
Hükümlülük |
Fark
(%) |
1975 |
192.572 |
181.852 |
5.9 |
1976 |
193.080 |
191.218 |
1.0 |
1977 |
194.191 |
206.082 |
6.8 |
1978 |
195.537 |
216.779 |
9.8 |
1979 |
196.663 |
211.121 |
7.8 |
1980 |
197.425 |
212.288 |
7.0 |
1981 |
197.747 |
212.939 |
7.1 |
1982 |
198.396 |
212.947 |
9.0 |
1983 |
199.171 |
218.960 |
9.0 |
1984 |
199.634 |
204.912 |
2.6 |
1985 |
199.145 |
193.177 |
3.1 |
1986 |
198.399 |
183.298 |
8.8 |
1987 |
197.021 |
177.718 |
10.9 |
1988 |
195.108 |
180.705 |
8.0 |
1989 |
192.258 |
177.487 |
8.3 |
1990 |
189.213 |
178.897 |
5.8 |
1991 |
185.994 |
183.242 |
1.5 |
Tablo:
Nordrhein-Westfalen’da 1975-1991’de tahmin ve mahkumiyetin gerçek gelişimi.
İlk bakışta bu tahmin
nispi olarak güvenilir görülüyor. Açıkça 17 yılda tahmin edilen sayılar gerçekte
oluşanlardan -9.8 ve +10.9 arasında bir sapma göstermiştir. Gerçek hükümlü
sayısı, bu yıllarda hemen hemen tahmin edilenlerden % 11 daha fazladır. Bu
tahmin sayılarının, adalet teşkilatı ve onun planları için tamamı ile elverişli
olmamak durumunda olduklarını göstermektedir[9].
DİPNOTLAR:
[1] Bu yazı Sayın Prof.Dr. Timur Demirbaş’ın Seçkin
Yayıncılık’tan çıkan “Kriminoloji” kitabından tanıtım amacıyla
alınmıştır. (Prof.Dr. Timur Demirbaş, Seçkin Yayıncılık, Kriminoloji, Ankara,
2001, 1.Baskı, s.311 vd.) Amacımız suç konusunda çıkan kitaplardan,
dergilerden, yazılardan sizleri haberdar etmek; bilgi evrenine ve Türk
kriminolojisine (suç bilimine) katkıda bulunmak ve topluma faydalı olmaktır.
Daha detaylı bilgi için ilgili kitaba başvurmanızı özellikle tavsiye ederiz. www.seckin.com.tr
[2] Kürzinger,
s.313; Göppinger, s.331
[3] Mezger,
s.229 vd.
[4] Kürzinger,
s.313
[5] Kaiser,
s.557
[6] Göppinger,
s.331
[7] Kürzinger,
s.314
[8] Kürzinger,
s.315; Göpinger, s.337