www.kriminoloji.com
SUÇLARIN ÖNLENMESİ
Dr. Mustafa Tören YÜCEL[1]
© www.kriminoloji.com 2002
Hedef Gruplar
Suçlulukla savaş ve önleme artık hükümetlerin tekelinde olmadığı gibi kolluk
güçleri ile de sınırlı değildir. Özel sektör ile kolluk, baskı grupları ve
vatandaşlar dışında diğer kamu kuruluşları da güvenliği sağlamakta rol
oynamaktadırlar. Bu bağlamda öncelik taşıyan husus suçun olduğunca geç bir
yaşta işlenmesinin sağlanması; kişilerce ilk defa işlenecek suçların
ertelettirilmesidir. Bu doğrultudaki yaklaşımlarla, genç kuşağın nüfusun büyük
bir yüzdesini oluşturması sonucu işlenen suç miktarı azaltılmış; suçluluk
kariyeri de o ölçüde kısaltılmış veya önlenmiş olacaktır. Kriminolojik bir
gerçek, ilk suç ne kadar erken yaşta işlenirse, suçluluk kariyerinde o derecede
yoğunlaşma göstereceğidir. İlk defa işlenecek suçun geciktirilmesini de
kapsayıcı nitelikte suçların önlenmesine ilişkin aşağıdaki iki boyutlu önleme
topolojisi pragmatik bir yaklaşım sağlamaktadır:
Hedef Gruplar |
Suçluluğu Önleme Evreleri |
||
Birincil |
İkincil |
Üçüncül |
|
Suçlu |
1 |
2 |
3 |
Durum |
4 |
5 |
6 |
Mağdur |
7 |
8 |
9 |
Bu modele göre, suçluluğun önlenmesi makro düzeyde toplumdaki potansiyel
suçlulara (örneğin sekiz yıllık eğitimde çocukların normatif bilinçlenmesi),
sorunlu gençliğe (örneğin suç işleme riski yüksek mahalle, sokak ve
caddelerdeki sosyal çalışmalar) ve suç işleyenlere (iyileştirme ve uyum programları)
yöneltilebilir. “Suçlu” temeline dayalı bu önleme yaklaşımları 1, 2 ve 3.
kategorileri içermektedir.
Durum
temeline dayalı önleme, tüm konut ve binalardaki güvenlik tedbirlerine; kentin
suç işleme oranı yüksek yörelerindeki tedbirlere ve suç haritasında (suç
coğrafyasında) tehlikeli yöre olarak
beliren alanlara yöneltilebilir. Bu grupta ise 4, 5 ve 6. kategoriler yer
almaktadır.
Mağdur
içerikli önlemede, halk arasındaki potansiyel mağdurlara (örneğin halka
standart güvenlik tedbirleri hakkında öğüt verme), yüksek risk gruplarına
(örneğin banka veznedarları ile mutemetler) ve gerçek suç mağdurlarına (örneğin
mağdurlara mali destek ve psikolojik danışmanlık hizmeti vermek)
yöneltilebilir. Mağduru esas alan bu önleme 7, 8 ve 9. kategorileri kapsamaktadır.
Bu modelde yer alan dokuz kategorideki önleyici nitelikte tedbir ve proje
örneklerine aşağıda yer verilmiştir.
Suç Sorunu Gelişim
Evreleri |
|||
Hedef Gruplar |
Birinci |
İkinci |
Üçüncü |
Suçlu |
* Sorumlu ebeveynlik * Yurttaşlık görevlerin de bilinçlenme (okulda rehberlik) * Okuldan kaçmayı önleme * İçki-uyuşturucu madde kullanımı kampanyaları |
* Sokak çalışmaları * Gençlik merkezleri * Eğitim/çalışma * Koruyucu aile * Aile danışmanlık hizmetleri |
* İslah ve uyum sağlama * Eğitim/çalışma |
Durum |
* Suçun işlenmesini (hedefleri) zorlaştırma * Işıklandırma |
* Suç yörelerinin yeniden tasarımı * Özel güvenlik görevlisi kullanımı |
* Tehlikeli yöreleri belirleme * Fuhuş, uyuştururcu ticaretinin yoğun olduğu semtler |
Mağdur |
* Bilgilendirme kampanyaları * Çocuklara yönelik öğütler |
* VIP koruması * Komşuların ilgilenmesi * Mahalle bilinci ve dayanışması |
* Devletçe tazminat verilmesi * Barınak sağlanması * Mağdura destek * Cinsel saldırıya uğrayanlara yardım merkezleri |
Suçluluğu
önleme, tek bir Bakanlık yerine tüm toplumun amacı ve aktivitesi olarak
algılanmalıdır: Ticaret (örneğin dükkanlardan hırsızlık), endüstri (örneğin
araba modeli-tasarımı), toplumsal (örneğin komşuların birbirini
kollaması-yoklaması), bireysel (ebeveynlerin iyi anne-babalık yapması, ahlaki
gelişmeye ağırlık vermeleri). Bu anlayış, suçları kontrol görevinin (suça tepki
göstererek), mahkemeler ve genelde ceza adaleti sistemindeki uzman personelin
alanı olarak vurgulayan klasik anlayıştan esaslı ölçüde de sapmayı
gerektirmektedir. Kuşkusuz, sorunları ve sorumluluğu başkasına devretmek (yol
ve kanalizasyon hizmetlerinin vergi gelirleri ile finanse edilerek üstesinden
gelinmesini beklemek gibi) daha kolaydır. Önlemenin değerine getirilmek istenen
yeni anlayış, pekte rahatlatıcı değildir. Bu anlayış suçların kontrolünde
hepimizin (anne-baba, tüketici, vatandaş, işçi olarak) katkı ve rolünü gündeme
getirmekte; doktorun hastasından iyileşmesi için yazılan ilaçları kullanmasını
beklemesi kadar ceza adaleti kurumları da
fazlaca kamu güvenliği için
toplumun sorumluluk almasını beklemektedir. Bir doktor hastasındaki enfeksiyonu
onun yardımı olmaksızın tedavi edemeyeceği gibi anılan kurumlarda, mağdur olan
toplumun yardımı olmaksızın güvenlik üzerinde etkili olamayacaktır.
Özellikle, kentlerin sorun yoğunluklu yörelerindeki çocukların suça
yönelmelerini önlemek bakımından anne- babaların şu hususlar hakkındaki ilgisi
önemlidir:
·
Çocuklarının birlikte
oldukları arkadaşlarının kimler olduğu
ile birlikte olduklarında neler yaptıkları bilinmeli; ve bu bağlamdaki
izlemenin gerektiğinde çocukların
davranışını düzeltebilme olanağı sağlayabileceği unutulmamalı;
·
Çocuklara öğrenimleri sırasında
ihtiyaç duydukları her türlü destek verilmelidir.
Araştırmaların
ortaya koyduğu basit mesaj, fırsatların giderilmesi ölçüsünde suçların
azaltılacağı doğrultusundadır. Kuşkusuz, bu sadeliğin sınırları ve sakıncaları
vardır. Bu şekildeki önleme yaklaşımının, kilit, zincir ve demirden biraz daha
fazlasını ifade ettiği ve yorumlandığı görülmekte ise de, gerçek hiç de böyle
değildir. Bu sınırlı algılamayla yetinmek bazılarını, önleme etkinliğinin
kapsamı ve genişliğini takdir ve değerlendirmede başarısızlığa yöneltmiş ve
önlemenin, ev tahsisleri siyaseti, ebeveyn gözetimi, gayri resmi sosyal kontrol
mekanizmaları ve suça alternatif davranış sağlayıcı olanaklar gibi alanlarda
gelişmesini yavaşlatmıştır. Bu faaliyetlerin tümü, illegal davranış için
fırsatları gidermeye veya kabul görür alternatifler sağlamaya hizmet eder
niteliktedir. Yalnız geniş anlamdaki bu önleme kavramının bizatihi kendisi
girift olmazsa da, kamuoyuna takdimi, tartışılması ve benimsenmesi zorlu olabilir.
Bunun sonucu olarak, dar ve sınırlı anlamdaki önleme imajı halen egemenliğini
sürdürmektedir.
İkinci bir
sorunda “önleme” kelimesinin olumsuz (negatif) ve sınırlayıcı etkinliği telkin
etmesi; suça yönelik olan ve önlenmesi ihtiyacı duyulan bir “istidada”
yönelmeyi öngörmesidir. Bu sorundan bir çıkış yolu bulmak zor ise de, halk
sağlığı konusuna yapılacak yararlı bir kıyas söz konusu edilebilir. Halk
sağlığı alanında egemen olan mesaj, hastalıkların önlenmesinden iyi sağlığın
geliştirilmesine doğru kaymıştır. Bu paralelde “sağlıklı ve düzenli bir toplum”
için uğraş verilmeli; sınırlayıcı değil iyiye, doğruya yöneltici bir tablonun
çağdaş unsurlarıyla gerçekleştirilmesine çalışılmalıdır[2].
Kolluğun
toplumsal rol, işlev ve davranışının ne türden gösterge ve modele göre
değerlendirildiği, bunlara ilişkin toplum katındaki artı ve eksilerin nasıl
oluştuğu, üzerinde önemle durulması gereken konulardır. Bu bağlamda, hiç bir
model referansı ve amaç işlev söz konusu değilse, ulusal bir model oluşturmak
için parametreler arasında merkeziyetçi/yerellik arasında bir seçimin
irdelenmesi yanında tepkisel klinik temelli polis modeli yanında sorun
temelli-suç analizine dayalı epidemiolojik model seçiminde ve bunları normatif
bir temele oturtturmak gereği üzerinde durulması zorunludur.
Çağın gereği input,
merkezi işlemci, output, kontrol ve feedback evrelerini içeren
kolluk sistemi, diğer sistemlerle birlikte toplum merkezli yörüngelerdeki
uydulardan biridir[3]. Kuşkusuz, polis, halk; halk da
polistir. Her vatandaşın yükümlü olduğu doğal görevi polisin aylık alarak
yapması-vatandaşın bu konuda yardımcı olması; ve halkın işbirliği kamu
düzeninin korunmasında “olmazsa olmaz” türünden bir ön koşuldur.
Polis, hiç
kuşkusuz, bugünkünden daha fazla amaç oryantasyonlu bir örgütlenme çerçevesinde
“suçların önlenmesi” amacına doğru tüm çabalarını kanalize etmelidir. Bu
merkezi amaca yönelik diğer amaçlar zaman zaman değerlendirilmeli ve
gerektiğinde yeniden tanımlanmalıdır. Zamanın moda takısı olan yeniden’in bu
kadar yerinde kullanıldığı bir alan düşünülemez.
Polisin, ihbar, şikayet veya alarm
üzerine olaylar üstüne gitmesi tepkisel bir yaklaşım; tıbbi anlatımla klinik
veya olay temelli yaklaşımdır. Bu görünümü ile hep “bad men”lerle, kötü
insanlarla uğraşmak durumundadır. Metaforik bir benzetme ile tırmıkla
yaprakların temizlenmesi sürecinde nasıl ki yaprakların tümden temizlenemediği
/ tabiat ananın kendini yenilemesinde olduğu gibi klinik tepkisel polis yaklaşımı
da farklı sonuç doğurmayacaktır. Modern akılcı yaklaşım, olayların altında
yatan nedenler veya sosyal muhtevanın analiz ve anlaşılmasını içermeyen kolluk
hizmetlerinin etkisiz ve verimsiz olacağı merkezindedir [4].
Geleneksel
tepkisel yaklaşımda kollukça şunlar yapılmaktadır:
·
Vatandaşlarca bildirilen bireysel
olaylara karşı tepki gösterilmesi,
·
Mağdur, tanık ve sanıklardan bilgi
toplanması,
·
Soruşturmanın başlatılması,
·
Olaylar hakkında toplanan
istatistik bilgilerin değerlendirilmesi ve etkinliğinin ölçülmesidir.
Alternatif
veya tamamlayıcı nitelikteki çalışma yaklaşımı ise, yukarda değinildiği gibi,
sorun temelli veya suç analiz modeli olarak adlandırılabilir. Bu yaklaşım
modelinde, polis örgütü aktif olarak sorunların kaynağına inmekte ve sorunların
özü, nedeni ve büyüklüğünü tespite çalışmaktadır-epidemiolojik yaklaşım.
Kuşkusuz, sorunlar soyut olarak ele alınmak yerine belli bir mahalle, semt veya
yöreye özgü olarak belirlenmekte; ve bu tür yaklaşım kolluk hizmetleri için bir
planlama modeli olmaktadır. Bu model ise, bir felsefe veya özel bir taktik
olmak yerine yerel sorunları hedeflemek; suç ve suç korkusunu azaltmak üzere
görevli polislerin o yörede uzun süre görev yapmasını gerektirmektedir. Bu
bağlamda, polisle işbirliğinde bulunan yöre insanlarının sağlanan güven
ortamında iki yönlü bilgi akışı geliştirilerek halk, polisin gözü ve kulağı
olabilmekte ve böylece halkla işbirliği, bir amaç olmak yerine bir yan ürün
olarak doğal bir şekilde gelişmektedir. Bu ilişkiler sonucu halkın, polisin
örgütsel öncelikleri ve siyasetlerinin belirlenmesine katkısı olabilecek;
böylece polis örgütü yalnızca suçluların değil seçkin kişilerin de uğrak yeri
olacaktır.
Hiç kuşkusuz,
kolluğun tahsis edilen kaynaklar ile normalin üstündeki suç olgusuna karşı marjinallik ötesinde bir etkisi
düşünülemez. Bu husus daha geniş kapsamlı ele alınarak; suç kontrolüne,
özellikle toplumsal yapıların, ilişkilerin ve değerlerin öz ve niteliğindeki
güçlerle yaklaşılmalıdır.
Anılan
çerçevede; toplumsal yaşam-kolluk ilişkilerinde ister istemez beliren saydamlık
karşısında bireysel veya toplumsal olaylar karşısında gösterilen fazlaca tepki
kadar yetersiz tepkide eleştirilmektedir. Polis sözü edilen konumda çok hassas
bir çizgide işlev görmektedir. Bu çizgi genelde kolluk hizmetleri için de
geçerliliğini korumakta; polis uygarlık ve anarşi ikilemi ile baş edebilme
sorumluluğu gibi oldukça önemli bir rolü üstlenmiş bulunmaktadır.
Kuşkusuz,
konuya yöresel/küçük birimler ölçeğinde yaklaşılması sonucu toplumsal dayanışma
Osmanlılarda olduğu gibi daha güçlenecek; “mahalle namusu” gibi kavramlar
yeniden oluşmaya başlayacak; herkes herkesin gönüllü bekçisi olacaktır. Belki
de bu anlamda mandallı sokak kapılarının bazı yörelerde varlığını sürdürmesi
sevindiricidir.
Varılan
sonuç, toplumdaki her mahallenin, insan gibi bir yaşam öyküsüne sahip olduğu;
bazılarının hasta ve sorunlu, bazılarının ise sağlıklı ve gürbüz yapılar
olduğudur. Bu anlamda suç olgusunun endeks değeri[5], kuşkusuz, toplum sağlığını belirlemede en önemli göstergelerden
biridir. Kuşkusuz, “iyi yönetilen bir
devlette cezalar (suçlular) azdır” (J.J. Rousseau).
Kolluk
hizmetinde sorun analizi için öngörülecek süreçteki evreleri ise aşağıda
gösterildiği şekilde sıralamak mümkündür. Bunlar,
·
Sorunların belirlenmesi,
·
Anketlerle bilgi derlenmesi ve
kritiği[6],
·
Vatandaşlar ile multi-disiplinler
nitelik oluşturacak biçimde kuruluşların katılımları ile bir eylem planı
oluşturulması,
·
Eylem planı icraya konulduğunda
etkilerinin değerlendirilmesi,
·
Bu değerlendirme sonucunda
gerekirse sorunun yeniden belirlenmesi,
·
Ve eylem planının yeniden formüle
edilmesidir.
İşte yukarda
irdelediğimiz suçluluğun önlenmesinde etkili olabileceği varsayımı ile
oluşturulan tedbir ve projeleri içeren stratejileri, hipotezleri ile hipoteze
ilişkin çeşitli ülkelerde yapılan araştırma sonuçlarını sergilemekte yarar
görülmüştür. Bu stratejiler katalogu, bir uçta “fazlaca polisin az suç anlamına
gelmesinden” başlayıp “sorunlara odaklanmış polis”e doğru geniş bir yelpaze
oluşturmaktadır[7].
Strateji |
Hipotez |
Hipoteze İlişkin Araştırma
Sonuçları |
1. Polis sayısının artırılması |
Kentteki görevli fazla olduğunda, az suç görü lecektir. |
Sayısalın tümden etkisi belirgin değil[8] |
2. Random devriye |
Kentteki devriyenin daha fazla random olması halinde polisin varlığı
fazlaca algılanacağından halka açık yerlerde suçu önleyicidir. |
Etkili değil |
3. Polisin gözetim altına alma yetkisinin artırılması |
Rapor edilen veya meşhut suçlarda polisin fazlaca gözetim altına alması
sonucu işlenecek suç azalacaktır. |
Aile içi şiddette etkili olurken çocuklar için aksi tesir yaptığı |
4. Polisin genelde toplum içinde olması |
Polisle vatandaşlar arasında sayısal açıdan fazlaca, nitelik açısından
daha iyi temaslar sonucu daha az suç görülecektir. |
Japonya dışında halk katında polisin meşruluğunu artırmak ötesinde
genel bir etkisi olmadığı |
5. Çocuklarla gayri resmi temas |
Polisle çocuk/gençlik arasında informal temaslar suç işleyecekleri
fikirlerinden caydıracaktır. |
Genelde etkili değil |
6. Acil çağrılara hızla yanıt verilmesi |
Polis olay mahalline ne kadar kısa sürede gelirse, işlenen suç az
olacaktır. |
Kanıtlar değişik-Japonya ve ABD’de etkisi olduğu belirtilirken
İngiltere’de mesken hırsızlıklarının ortaya çıkarılmasında marjinal etkisi
bulunduğu |
7. Profili yüksek suç ve suçluların hedeflenmesi |
Riski yüksek suç/suçlara özgü polisin gözetim altına alma oranı
yükseldikçe, ciddi suçlar kadar şiddet suçları oranı azalacaktır. |
Hedef olarak mükerrir suçlulardaki etkisi kayda değer ise de,
uyuşturucu madde pazarını hedeflemedeki etkinin az olduğu |
8. Belirlenmiş devriye hizmeti |
Suçluluk faaliyetine özgü“sıcak mekanlar” ile “sıcak saatler” için
verilen devriye hizmeti nedeniyle o mekan ve saatlerde az suç işlenecektir. |
ABD’deki kanıta göre mahalli sorunlarla başetmede etkili bir strateji
oluşturduğu |
9.Mükerrir mağdurların hedeflenmesi |
Mağdurların yeniden mağdur olması önlenerek suç azaltılabilir. |
Belli suç türleri için etkisi olabileceği |
10.Kurumlar arası işbirliği |
Suçlulukla mücadelede ulusal çabayı sergilemek üzere polis diğer kurumlarla
ve özellikle mahalli idarelerle işbirliği içinde veya suçlara ilişkin bilgi
temin ederek suçu önleyebilir. |
İngiltere’de bunun polis için oldukça yararlı bir çalışma yöntemi
olduğu |
11. Sorun merkezli polis |
Polis ortaya çıkan suçların özel dokusunu belirleyerek altında yatan
toplumsal sorunları analiz edebildiğinde suçluluk sayısını azaltıcı nitelikte
çözümlere ulaşabilecektir. |
Bu rasyonel yaklaşımın temel vasfının ufak çapta test edildiği, geniş
kapsamda suç üzerindeki etkisinin ise henüz değerlendirilmediği. |
Genelde, suçluluğun önlenmesi yaklaşımları, tabiatı, derecesi, kapsamı,
zaman dilimi ve parasal değeri bakımından değişiklik göstermektedir. Etkilerini
değerlendirmek kolay olmasa da, eşitsizliklerin azaltılması ve sosyal adaletin
artan ölçüde gerçekleştirilmesi, suçluluğu önlemede kritik derecede önemlidir.
Suç ve suçluluğun önlenmesinde etkisi olan ve birbiriyle bağlantılı olan
sorunlardan fakirlik, işsizlik ve sosyal çözülme, bireysel ve toplumsal güvenlik
ile korkudan özgür olmayı içeren insanca yaşamın öğeleridir.
DİPNOTLAR:
[1] Bu yazı Sayın Dr. Mustafa T. Yücel’in “Kriminoloji”
kitabından tanıtım amacıyla alınmıştır. (Dr. Mustafa T. Yücel, Kriminoloji, Ankara, 2003, 1.Baskı, s.115 vd.) Amacımız
suç konusunda çıkan kitaplardan, dergilerden, yazılardan sizleri haberdar
etmek; bilgi evrenine ve Türk kriminolojisine (suç bilimine) katkıda bulunmak
ve topluma faydalı olmaktır. Daha detaylı bilgi için ilgili kitaba başvurmanızı
özellikle tavsiye ederiz.
[2] S.Yener. A.B.D.de
Federal ve Eyalet Düzeyinde Sosyal Hizmet Programları, DPT (Mayıs1996) ss.
55-57; United Nations Guideliness for the Prevention of Juvenile Delinquency
(The Riyadh Guideliness), adopted by the General Assembly on 14 December 1990 (Resolution
45/112)-Çocuk Suçluluğunun Önlenmesi Hakkındaki Birleşmiş Milletler Rehberi,
çocukların hukukla ihtilafa girme öncesindeki evreyi kapsamaktadır;
Ö.Çatmut & A.Çakmut “Karayolları
Trafik Kanunu’na göre Trafik Suçu Kavramı, Trafik Kazalarının Nedenleri ve
Önlenmesi Yolları” İst., Barosu
Dergisi C. 75, Sayı.4-5-6, 2001 ss.509-528;S. Dönmezer.” Birleşmiş
Milletler Etkin Suç Önlenmesi-Yeni Gelişmelere Ayak Uydurmak” Mala Karşı İşlenen Suçlarla
MücadeleSemineri (24 Mayıs 2000) Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş
Dairesi Başkanlığı İst. Yayın no.8,ss.127-136.
[3] C.Phillips, D.Brown. Entry
into the criminal justice system: a survey of police arrests and their
outcomes (Home Office Research Study No.185) London, 1998
[4] D.Brown. The Police
Complaints Procedure: A Survey of Complaints’ Views (Home Office Research
Study No.93) London, 1987, pp. 37-45.
[5] T.Sellin, M.E.Wolfgang. The Measurement of Delinquency, New York, 1964.
[6] Her yıl yapılmaya başlanan İngiliz Suç Anketi (BCS)
İngiltere ve Galler’deki meskenlerde yaşayan yetişkinlerden (adults)
seçilenler üzerinde uygulanmaktadır. 2001/2002 anketinde seçilen denek sayısı
32.797 idi.
[7] C.Nuttal. Reducing
offending: an assessment of research evidence on ways of dealing with
offending behavior, (Home Office Research No.187) London, 1998 pp. 65-66;
Councıl of Europe. The Prevention of
Drug Dependence, Strasbourg, 1982; UNSDRI. Combatting Drug Abuse and
Related Crime, Rome, 1984; Council of Europe. Prevention of juvenile Delinquency: The Role of Institutions of
Socialisation in a Changing Society, Strasbourg, 1982.
[8] Kentlerimiz
güvensiz hale geldiğinde, daha fazla sayıda polis çalıştırıp, daha fazla sayıda
cezaevi inşa edilmektedir. “Daha fazla”
ise sorunu çözememiştir. Asıl sorun polis sayısına değil, güvenliğe
odaklanmalıdır. Nitekim, bu konuda şu
yeni yaklaşımlara tanık olunmaktadır:
(1) Kolluk ve güvenliğin meta olarak
satışına tanık olunduğu üzere özel sektörün güvenlik alanına artan ölçüde
katılımı ; (2) Suçun özel bir açıklama gerektiren ahlaki bir sapkınlıktan çok
riski (suçlu ve potansiyel mağdur tarafından) hesaplanacak bir olgu ve
kaçınılması gerekli bir kaza olarak algılanması; (3) “Arz” tarafına özgü
siyasetin bir öğesi olarak insanların günlük yaşamındaki adetlerinin değiştirilmesini
araştırmak; (4) Vatandaşların işlenen suçlara karşı (suç önleme için girişilen
kampanyalar, komşuluk/mahalle bilinci oluşturulması, ve gönüllü mahalle
bekçileri) kendilerini sorumlu sayması ve (5) Ceza adaleti sisteminde yer alan
kurumların, suçun azaltılmasına ilişkisi olmayan türde performance ölçümleriyle
irdelenmesi ahlakının yaratılması.
© www.kriminoloji.com 2002
Sitemize www.kriminoloji.com, hukukcu.net, hukukcu.org veya
turkhukuk.net, turkhukuk.org adreslerinden ulaşabilirsiniz.