www.kriminoloji.com
ALMANYA GENÇLİK CEZA
ADALETİ SİSTEMİNDE GENÇLİK YARDIM HİZMETLERİ
(KONFERANS)
Uzman-Pedagog Uğur TEKİN
Köln Üniversitesi Kültürlerarası
Araştırmalar Birimi.
1.
Gençlik Ceza Hukukunda Alternatif Yaptırımlar
“Alternatif yaptırım formları” konusundaki tartışmanın
amacı, hafif suçlara müdahale edilememesi ile icrai
karar doğrultusunda verilen gençlik cezası arasında; ilk aşamada orta ağırlıklı
suçlarda; yeni kurum dışı ya da en azından açık kısmi kurumsal tedbirlerin;
hapis gibi ve/ya gençlik cezasının alt alanlarındaki kurumsal tedbirlerin
yerine denenmesi ve geliştirilmesidir. Nitekim hapis veya gençlik cezasının alt
alanlarındaki kurumsal tedbirler daha yüksek etiketlemeye, işleme konulan
gençlik cezasının iptali riskinin bulunmasına ve bunun yanı sıra şüpheli ve
başat bir şekilde para ödeme yükümlülüğünün geri çevrilmesine neden
olabilmektedir.
Yeni kurum dışı tedbirler özgürlüğü kısıtlayıcı hükümleri
olmayan, resmi mercilerin sapan davranışlara reaksiyonunu gösteren ve
içerisinde, bireylere yükümlülük veren, kısıtlamalar getiren veya denetimi
sağlayan hukuki yaptırımlardır (Kerner, 1993, s.18).
Özgürlüğü
kısıtlayıcı özelliği olmayan “kurum dışı alternatifler”in
gelişiminin nedenleri çok yönlüdür. Heinz (Heinz, 1984, s.443) bunu beş gerekçe ile açıklamaktadır.
1.
Ceza
sisteminin, yeniden sosyalizasyon sağladığına karşı duyulan şüphe,
2.
Yaptırım
uygulamalarının değiştirilebilirliği,
3.
Ceza
hukuku bakım hizmetlerindeki iş yoğunluğu ve ceza infaz kurumlarının
kapasitelerini aşmış olmaları,
4.
Kurum
dışı tedbirlerin özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirlere göre daha uygun maliyet-fayda
ilişkisi sağlama özellikleri olması,
5.
İnsancıl,
sosyal devlet ve göreli temelleri olması.
Gençlik
Ceza Adaleti Sisteminde Gençlik Yardım Hizmetleri
Son yıllarda bu gerekçeler doğrultusunda gerek
bilimsel platformda gerek uygulamada yeni bir kriminolojik yaklaşım
gelişmiştir. Bu yaklaşım uygulamada “diversiyon”
olarak tanımlanmıştır. Diversiyonun kelime anlamı,
yoldan çevirmek veya saptırmaktır. Kavram olarak Amerikan Ceza Hukukundaki
tartışmalardan alınmıştır ve bir duruşmanın formsuz bir biçimde çözümlenmesi
anlamını taşımaktadır. Bu kavram ile tüm reaksiyon formları; hüküm sonucunda getirilen
yaptırımları kapsayan, yeni formal ve informal düzenlemeler tanımlanmaktadır.
2.
Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetleri
Adından da anlaşılacağı gibi Gençlik Mahkemesi Yardım
Hizmetleri (GMYH) bir bakıma gençlik mahkemesi için gençlik yardımı hizmetleridir.
Sorumlu hâkim, cezadan önce yardım hizmetlerine karar verirse, bu durum hukuka
aykırılık oluşturmamaktadır.
Gençlik Yardım Hizmetlerinin spesifik temsilcisi,
Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetlerinde, ilgili kanunun 1. maddesi doğrultusunda
görev almaktadır.
1. Madde: Eğitim hakkına sahip olma, ebeveynlerin
sorumluluğu, gençlik yardım hizmetleri.
(1)
Her genç insanın kendi sorumluluğunu taşıyabilmek ve toplumsal bireyselliğini
kazanabilmek için kendini geliştirme ve eğitim hakkı bulunmaktadır.
(2) Çocukların bakım ve
eğitimi ebeveynlerin doğal hakkı ve yükümlülüğüdür. Ebeveynlerin bu hak ve
yükümlülüklerini devlet denetler.
(3)
Gençlik Yardım Hizmetleri kanunun birinci maddesi doğrultusunda özellikle;
1.
Gençlerin bireysel ve sosyal gelişimlerini korunması, desteklenmesi; onların bu
gereksinimlerinin karşılanmadığı koşulların oluşmasının engellenmesi veya yok
edilmesi,
2.
Ebeveynlerin ve diğer eğitsel alanda çalışanların eğitim konusunda
bilgilendirilmesi ve desteklenmesi,
3.
Çocuk ve gençlerin refahını etkileyerek tehlikelerden korunması,
4.
Gençler ve aileleri için olumlu yaşam koşulları oluşturulması; başka bir ifade
ile çocuk ve aile dostu bir çevre oluşturulması veya mevcut uygun çevrenin
korunması konularında gerekli düzenlemelerin yapılması öngörülmektedir.
Kanundaki bu talep, çok sık ve güçlü koşullarda
yaşayan sanık genç hakkında hâkime bilgi verilmesini gerektirmektedir. “Bir
gence olumlu yaşam koşulları oluşturulması” konusundaki talep; bireysel yardım
hizmetlerinden, bir çok gencin çok fazla güç koşullarda kalmasına neden olan
sosyal ilişkilerinin değiştirilmesine kadar geniş bir taahhüt sunmaktadır.
“Cezalandırma ile eğitim”in bu sistemin içerisinde yeri bulunmamaktadır.
Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetleri, tüm ceza usûlü muhakemesinde gencin
karşısındadır; hapis kararına yardımcı olur, hapis deneme randevusuna katılır
ve mağdurun zararının tazminine veya sanık-mağdur karşılaştırma programının
uygulanması için çalışır. Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetleri, usûl
muhakemesinde gençlik hâkimine, karar sırasında göz önünde tutulması gereken
eğitsel, sosyal ve önleyici tedbirler sunmaktadır.
Gençlik Mahkemesi Kanunun 38. maddesi doğrultusunda,
Gençlik Mahkemesi Yardımları kapsamında gençlik büroları ve gençlik yardımı
konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, hâkim ve genç arasında ikilemli bir
konumdadırlar. Bir taraftan hâkimin onlardan beklentisi, gençlik mahkemesi
yardımcısının açıklama ve bilgilendirme çalışmasını gerçekleştirerek; gence
yönelik gerçekleştirilen danışma ve gözetme hizmetlerinden ve eğitsel
raporlarından sürekli bilgi akışını sağlamasıdır. Diğer taraftan genç ve veli
veya vasisinin beklentisi ise örneğin danışma veya gözetme sırasında ortaya
çıkan bilgilerin bazı durumlarda başkalarına aktarılmamasına, dayalı hukuki
yardım, destek ve güven ilişkisidir. Başka bir deyişle hukuk sistemindeki
geleneksel yaklaşım içerisinde rol çatışması yaşayan gençlik mahkemesi
yardımcısından, bir taraftan hâkim ve savcı ile güven ilişkisine dayalı bir
ekip çalışması, diğer taraftan savcı tarafından suçlanan ve hâkim tarafından
hüküm verilen gençle dayanışma içerisinde olması konusunda bir beklenti
bulunmaktadır. Öte yandan bu durumun uygunluğundan bahsedilmekte; Gençlik
Mahkemesi Yardım Hizmetleri yardımcısının hem hâkim hem de geçle tarafsız bir
ilişkisi olduğu ve davanın yardımcı bir organı olduğu ifade edilmektedir.
Gençlik bürosu, yetkilerini ve bilgilerini, hâkimin hizmetine sunmakla yükümlü
değildir. Aksine gençlik bürosu tek başına dava sırasında gençlik mahkemesinin
hedeflediği çalışmalara destek olmaktadır. Bu yetki, gençlik bürosunun diğer
yetkileri tarafından tartışmasız bir şekilde azledilmiştir (Schlink,
1993).
Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetlerinin diğer
yükümlülükleri arasında örneğin bir koruma yardımı doğrultusunda gözetme hizmeti
için hazırlık yapılması; cezanın müddeti doluncaya kadar iletişim hâlimde
bulunulması ve bireyin toplumsal yaşama yeniden katılımını sağlamak konusunda
destek verilmesi bulunmaktadır. Hâkim tarafından düzenlenen gözetme talimatları
ve sosyal hizmet çalışmaları, Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetleri tarafından
idare edilerek “Köln Waage
Derneği” tarafından; sanık-mağdur uzlaştırma programları konusunda talimatlar
ise “Köln Waage Derneği”
tarafından gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra Gençlik Mahkemesi Yardım
Hizmetleri sosyal alıştırma kursları Köln’deki
Çalışanların Refah Birliği (Arbeiterwohlfahrt Köln) ile işbirliği yapılarak gerçekleştirilmektedir.
Mahkeme prosedürü bittikten sonra da Gençlik Mahkemesi Yardım Hizmetleri,
bireysel olarak kişisel ve sosyal yaşam konusunda danışma ve bilgilendirme
gerçekleştirmektedir (Tekin ve Jünschke, 1997,
s.143).
3.
Diversiyon Programları
3.1.
Çalışma Yükümlülüğü Getirme
Gençlik Mahkemesi Kanunu gencin (14-18 yaş) ve genç yetişkinlerin
(14-21 yaş), hafif ve orta ağırlıklı işledikleri suçlarda, gençlik hâkimi
tarafında verilecek tedbirler kapsamına alınmalarını öngörmektedir.
Gençlik Mahkemesi Kanunun 10. madde doğrultusundaki çalışma yükümlülüğü
getirme tedbiri, karardan veya hükümden sonra gencin belirli sayıda çalışma
saatini, ücretsiz olarak toplumsal bir kurumda çalışarak geçirmesidir.
Gençlik hâkimi suç ve zararın tazmini durumları için, uygun koşullar
olduğu durumlarda, az sayıda da olsa duruşmanın açılmasını gerekli görmez.
Burada savcının sanığa bir ihtarda bulunması veya bir çalışma yükümlülüğü
getirmesi yeterlidir. Bu prosedür ile suç olayı ve resmi hukuki reaksiyon
arasındaki süre azaltılmış olmaktadır. Bur durumda da masrafları olan ve masrafları
bir duruşmanın gençlik mahkemesine gelmesine gelmesini önlemektedir.
Söz konusu çalışma yükümlülüğü getirme talimatı, planlı bir pedagojik
gözetme hizmeti gereksinimi bulunmayan gençler için sıkça kullanılan bir
yaptırım aracı hâlin gelmiştir.
Köln Die Brücke Derneği, yılda
ortalama 1800 gencin toplumsal kurumlarda sosyal çalışma gerçekleştirmelerini
sağlamaktadır. Bu gençlerden 400’ü savcı tarafından ve ortalama 1400’ü gençlik
hâkimi tarafından Die Brücke
Derneği’ne gönderilmektedir. Kurumlara yerleştirilmeden önce, gençlik ile
sosyal çalışma yükümlülüğü hakkında yoğun bir bilgilendirme ve rehberlik
konuşması gerçekleştirilir. Die Brücke
Derneği ile birlikte yürütülen sosyal çalışmalar, yaklaşık olarak 180 farklı
kurumda gerçekleştirilmektedir. Bu kurumlar arasında huzurevleri, ana okulları,
gençlik merkezleri, topluluk merkezli inisiyatif grupları ve projeler
bulunmaktadır.
3.2.
Gözetme* Talimatı
Mahkeme tarafından verilen gözetme talimatı kararlarının artması, kurum
dışı bireysel sosyal pedagojik gözetme hizmetlerinin, yüksek yaptırım
basamaklarında sunulmaya başlanması ile ilişkilidir. Bunun gerekçesi ise reşit
olma yaşının düşmesi ve bu arada eğitim haklarını kaybetmiş olan genç
yetişkinlere koruma ve gözetim yardımını da içeren gençlik cezası verilmesidir.
Gençlik Mahkemesi Kanunun 10. maddesi doğrultusunda gözetme talimatının
genç için anlamı 6 aydan 12 aya kadar,
bir gençlik yardımı kuruluşunda görevli bir sosyal hizmet uzmanı ile yoğun bir
gözetme içerisinde olmasıdır. Bu çalışma bireysel yaklaşım doğrultusunda çok
çeşitli yöntemlerle; bireysel ve grup gözetme hizmetleriyle, çok çeşitli
şekillerde yapılandırılmakta ve gerçekleştirilmektedir. Gözetme talimatı ile
gencin kişisel ilişkileri düzenlenmeye, sorunlarının sosyal çevresi içerisinde
ortaya konulmasına ve onun bir eğitim-ihtisaslaşma tedbirine dahil edilmesine
çalışılmaktadır. Burada amaç gencin içerisinden bulunduğu güç yaşam
koşullarının değiştirilmesi, bu doğrultuda sorumluluk bilincinin; sorunlara
karşı dayanıklılığının; özerklik kazanmasının ve karar verme bilincinin
verilmesidir. Bunlar sosyal alıştırma programları (eğitsel, koruyucu ve
destekleyici olmak üzere) deneyim sağlayıcı ve de kişisel deneyim kazandırıcı
kurslar veya alıştırma kursları olarak tanımlamaktadır.
Bireysel yardım hizmetlerindeki gözetme tedbirlerinin temelinde, gencin
problem veya gereksinim durumları bulunmaktadır. Kapsamında ebeveyn-aile
danışmanlığı, işe yerleştirme, iş başvurularında veya vatandaşlık işlemlerinde
danışmanlık, ev arama veya küçük yaştakiler için barınma imkanı sunan kurumlar
veya barınma grupları bulmak, borçlarını nizama koymak, öğretmen veya iş
verenleri ile görüşmeler yapmak, derslerine yardımcı olmak vb. hizmetler
bulunmaktadır.
Grup olarak gözetme hizmetlerinin metotları genel olarak davranış, konu
veya problem odaklı değişmektedir. Eylem odaklı çalışmalara kısaca aksiyon
etkinlikleri (örneğin motosiklet grupları, fotoğraf laboratuarı, mobilyacılık,
tekne yapımı, spor ve oyunlar); projeler (örneğin kermes organizasyonu, çocuk
şenlikleri, film gösterimi, oyun alanı yapımı); pedagojik yaşantı veya terapötik etkinlikler (örneğin kamplar ve dağcılık
çalışmaları, yatçılık, tekne gezileri, bisiklet turları, ada kampları vb.)
dahildir. Konu odaklı yöntemler, genel olarak ilginin yoğunlaştığı konuların;
örneğin genç suçluluğu; yabancı düşmanlığı; okul, meslek, aile vb.
problemlerin, tartışılması doğrultusunda oluşturulan konuşma grupları ile
sınırlandırılabilir. Bunların terapötik içeriği de
olabilir. Davranış araştırmalarında ise rol oyunlarındaki sorun tanımlayıcı
model durumları aracılığıyla; yani sınırlandırılmış ve kontrol altında, kriz
durumlarındaki davranışlar üzerinde çalışılan durumlarda başa çıkma
becerilerini geliştirmek amaçlanmaktadır. Gözetme projeleri genelde değişik
metotların kombinasyonlarını içeren bir çalışma olmaktadır. Başka bir ifadeyle
hem konu veya problem odaklı tartışmalar yapılabilmekte; hem de grup veya
bireysel çalışma gerçekleştirilebilmekte, çeşitli terapötik
durumlar üzerinde değişik iletişim oyunları aracılığı ile çalışılabilmekte, rol
ve planlama oyunları gerçekleştirilebilmekte, ayrıca grup bütünlüğünü
destekleyecek çalışma veya organizasyonlar yapılabilmektedir. Ayrıca
gereksinime yönelik olarak bireysel destek hizmetler; krizle başa çıkma, aile
danışmanlığı veya bireysel danışmanlık gerçekleştirilebilmektedir. Sosyal
alıştırma kursları, gence sosyal davranış şekillerini öğretebileceği ve
uygulayabileceği bir grup çalışması çeşididir. Sosyal alıştırma kurslarının
içeriği, yapısı ve organizasyonu farklılık göstermektedir. Tedbirin süresi tek
bir hafta sonundan, birkaç ay boyunca hafta sonlarında birkaç defa bir araya
gelme şeklinde olabilir. Gençler bu gruplarda genelde 3 ile 6 ay arasında
katılım göstermektedirler. Genelde okul, iş yaşamı ve eğitim konularından yola
çıkarak işsizlik, barınma koşulları, boş zaman ve karşı cinsle ilişkiler gibi
problem odaklı çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
4.
Sanık-Mağdur Uzlaştırma Programları
Bu programlar mağdur ve sanık için, çatışmaları taraflar arasında
çözmek amacıyla tarafsız bir üçüncü kişi ile birlikte yargı dışı bir savunma
ortamı yaratmaktadır. Bu programdaki sanık ve mağdurlar genelde suç olayı
öncesinden birbirlerini tanımaktadırlar. Suç olayı da genelde iki taraf
arasındaki tartışma sırasında oluşmuştur. Ancak daha önceden birbirlerini
tanımıyorlarsa bile olay sırasında birbirleriyle çatışma yaşamışlardır. Program
sırasındaki bireysel karşılaşma, taraflar arasında olay hakkında açıklama,
bilgi, özür ve zararın tazminini sağlamaktadır. Bu görüşme çoğu kez mağdur ve sanığa
yeni roller vermekte ve problem durumun birlikte çözümünü sağlamaktadır.
Sanık-mağdur uzlaştırma programları, düzenli olarak sorun çözme
danışmanlığı ve/veya sorun konusunda arabuluculuk; zararın tazmini için bir
anlaşma; zararın tazmini için sanığa görevler verme ve sanığın gayretlerinin
ceza süreci içerisinde göz önünde bulundurulmasını sağlamaktadır.
Ceza hukukunda sanık-mağdur uzlaştırma programı,
suçlulukla mücadelede yeni bir formdur. Çünkü programın düzenlenmesi kişiye
veya suç olayına yönelik değil, tarafların özerkliğine dayalıdır. Sanık mağdur
karşılaştırma programındaki soruna yönelik danışmanlık sırasında, yaklaşık 10
yıldır “arabuluculuk” (mediation) kavramı altında
gelişen ve çeşitli alanlarda geliştirilen diğer aracı taslaklarla sıkı bir işbirliği
bulunmaktadır. Bu çalışma formu, bireysel ve sosyal ilişkilerin nasıl
etkilendiğini ve genel olarak sosyal barışa duyulan gereksinimin anlamını
ortaya koymaktadır. İlişkilerin yeniden iyileştirilmesine yönelik karar
taraflara aittir. Bu aşamada onlara yardımcı olmak ve sorun çözümünü
gerçekleştirmek, sorun danışmanının görevidir. Sanık-mağdur uzlaştırma
programının uygulanması sırasında, sorun çözme birimi, sanık ve mağdura
ilişkileri yeniden iyileştirmek için gerçekleştirecekleri işbirliği koşularını,
alternatifleri ve yaklaşımları aktarmaktadır. Bu durum genelde taraflarla
yapılan ayrı konuşmalarda yapılandırılır. Sorun çözme birimi tarafından
olasılıklar hakkında bilgi verilir ve bireysel yükümlülükler aktarılır. Sanık
ve mağdurlar görüşme sonucunda oluşturulan tavsiyeleri kabul edebilir veya
etmeyebilirler. Bir sorun danışmanlığı veya bir sorun çözümlenmesi, taraflara
yol gösterici açıklamaları ve iletişim olan yapısal bir süreçtir. Görüşmelerin
odak noktası suç olayının ve sonuçlarının değerlendirilmesi ve mağdurun
zararının tazmini konusunda iyileştirmeye yönelik sanıkla yapılacak anlaşmadır.
Sanıkla, mağdurun zararın tazmini konusunda yapılacak anlaşma, hiçbir şekilde
suç olayı üzerinde yapılacak değerlendirmeden daha az önemli değildir. Yapılan
görüşme ve değerlendirmelerden sonra taraflar, kendi çözümlerini üretebilecek
noktaya gelmektedirler. Varılan sonuç yazılı hale getirilerek sabitlenir.
Arabuluculuk daha sonra anlaşmaya sadık kalınıp kalınmadığını kontrol eder.
Suç olayındaki mağdurlar ceza yargılaması sürecinde
genellikle şahit olarak fonksiyon göstermektedirler. Verilecek karar konusunda
düşünceleri sorulmaz ve süreç hakkında kısıtlı bilgi alırlar. Mağdur konumuna geçmek çok faklı şekillerde dile getirilen ve çok önemli
bir yaşam duygusudur. Bu durum mağdurun hiçbir şey yapmadan, kendini aciz bir
şekilde hissetmesine neden olur. Bunun yanı sıra suç olaylarının oluşumunda,
hiç de nadir olmayan durum, mağdurun önceden sanıkla yakın ilişkide bulunmuş
olması sonucu suçlu duruma düşmesidir. Hukuki süreç içerisinde bu yaklaşımlar
çözüm getirmekte, mağdurun iletişime dayalı hak aramasına, korku ve sıkıntıyı
arkasında bırakmasına ve tamamıyla bireysel yaklaşım ile uzlaşma ve ilişkilerin
yeniden iyileştirilmesi konusunda görüşlerini dile getirmesine olanak
sağlanmalıdır.
Sanığın davranışlarının tutarlılığını göstermek ve
aklanmak için olanağı bulunmaktadır. Her ne kadar mağdurla karşılaşmak ona
korku verecek olsa da süreci cezalandırılma yönünde ele almak durumunda
değildir. Aksine kendi yükümlülüklerine bakıp sorumluluklar alabilir. Öte
yandan bu deneyim sanığın daha sonraki davranışlarını değiştirme konusunda bir
yönlendirme yapabilmektedir. Bu sakınca göz önünde tutularak genel olarak
sanık-mağdur karşılaştırma programlarının muhakeme usul süreci açık
tutulmaktadır (cezanın indirilmesi ve davanın açılması gibi).
Günden güne insanların çeşitli nedenlerden kaynaklanan
sorunlarına yargı dışı ve resmi olmayan süreçlerde çözdükleri görülmektedir.
Sanık-mağdur uzlaştırma programları, bireylerin sorunla ilgili becerileri ve
yöntemleriyle ilişkilendirilmektedir. Sanık-mağdur uzlaştırma programları,
problemli bir biçimde birbirinden ayrılan kriminal ve
kriminal olmayan davranışların toplumsal barış
doğrultusunda çözümlenmesidir. Sorunun tarafları arasında iletişim sağlanabilen
suç durumlarında da anlayış ve hoşgörü etkili olmaktadır. Bu durum ön yargıları
yıkmakta ve birlikte yaşam konusunda barışçıl bir etki yaratmaktadır. Bu
nedenle cezalandırmak yerine ilişkilerin yeniden iyileştirilmesini sağlamak,
taraflar arasında barışın sağlanmasına katkı vermektedir.
Hukuki olarak bir sanık-mağdur uzlaşma programının
yürürlüğe konulmasına, ön hazırlık duruşmasında, duruşma öncesinde veya duruşma
sırasında karar verilmektedir. Ancak genelde konunun bir sorun çözme birimine
getirilmesi, hazırlık duruşması sırasında savcı tarafından önerilmektedir.
Arabulucular genelde sorun çözümü konusunda deneyimli veya sosyal pedagoji
eğitimi almış uzmanlardır. Uzmanların tarafsız üçüncü kişi olarak bu
programlardaki rolü gönüllü olarak katılım gösteren mağdur ve sanığı
desteklemek, dinlemek ve programın gereklerini yerine getirmektir. Arabulucu
aynı zamanda “fair trail”
(üçlü ateş) olarak tanımlanabilecek iletişim sırasında, öncelikle mağdurun
koruyuculuğunu sağlayarak, program kurallarının uygulanmasının garantörlüğünü
gerçekleştirmektedir. Arabulucu ayrıca hukuk ilkelerini de göz önünde
bulundurmalıdır (tarafsız olma, baskı oluşturmama, bireyleri kendileri hakkında
bilgi vermeye zorlamama, suçlama yapmama gibi). Sanık-mağdur uzlaşma
programları bilimsel olarak izlenmiş; uygunluğu ve uygulanabilirliği kriminal politika tarafından kabul edilmiştir. Sanık-mağdur
uzlaşma programları, bu doğrultuda görevlendirilmiş savcılar ve hâkimler
tarafından ve özellikle birçok uygulama ve vaka sonlandırma çalışması
gerçekleştirmiş sanık-mağdur uzlaşma program kurumları çalışanları tarafından
yürütülmektedir.
30.08.1990 tarihli Gençlik Mahkemesi Kanunu ile kanun
koyucu, mevcut yaptırım sistemini 10. maddenin 1. paragrafının 7. bendi ve 45.
maddenin 3. maddesi doğrultusunda tanımlanan, sanık-mağdur uzlaştırma kurumunu,
mağdurla yapılacak bir uzlaşma talimatı ile genişletmiştir. Gençler yaptıkları
davranışın sonuçlarını genelde ihmal edilen mağdurun zararının tazmini konusunu
açık bir şekilde kavrayarak yükümlülüklerinin farkına varmalıdırlar.
Sanık-mağdur uzlaşma programları eğitsel bir tedbir olarak, Adalet
Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda; gençlik ceza muhakemesi usulü süreci içerisinde
diversion kararına hazırlık niteliği taşıyabilir.
Muhakeme usulü:
1.
Hazırlık
tahkikatı sırasında polis, taraflar arasında informal
bir olup olmadığını veya olasılığını ortaya koyar. Sonuç yazılı hale getirilir.
Eğer sonuç olumsuz ise ve şikayetçi olunan taraf ile mağdurun tutumu konusunda
polis haklı ise bir sanık-mağdur karşılaştırma programı talep edilir. Konu
savcıya ve aynı zamanda gençlik bürosuna bildirilir.
2.
Eğer
savcılık bir sanık-mağdur karşılaşma programının uygulanmasına karar verirse,
gerekli bilgileri, gençlik bürosunun bu alandan çalışmasını gerçekleştiren
kuruma aktarır.
3.
Gençlik
yardım hizmetlerinin sanık-mağdur karşılaştırma programlarını uygulayan ilgili
kurumu, savcılığa programın işleyişi ve sonuçları hakkında bilgi verir.
4.
Savcılık
verilen bilgileri değerlendirir ve sanık-mağdur karşılaştırma programı başarılı
bir biçimde sonlandırılmışsa, Gençlik Mahkemesi Kanunu 45. maddesi
doğrultusunda, diğer eğitsel tedbirleri işleme sokmaz. Programın sonu olarak
ayrıca şikayette bulunulan kişinin gayretleri, sanık-mağdur uzlaştırma
programında da değerlendirilebilir. Bu işlemler hakkında, gençlik yardımlarının
ilgili mercilerine bilgi aktarımı gerçekleştirilir.
3.4.
Tutukevi veya Cezaevine Alternatif Projeler
Bu projeler daha çok 16-23 yaşları arasında, hapis
cezası ile karşı karşıya olan veya hapsedilmiş genç insanlara yönelik olarak
yapılandırılmaktadır. Temelinde, genç insanların ceza veya tutukevlerinin
olumsuz koşullarından korunması bulunmaktadır. Bu projeler işsizlik, evsizlik
ve hapis arasındaki kısır döngüyü kırmayı amaçlamaktadırlar. Genç insanlar
temelde hâkimin tedbir kararı alması ile bu projelerden
yararlanabilmektedirler. Amaç, söz konusu gençlerin yaşam, çalışma ve bireysel
gelişimlerini destekleyecek yaşam koşuları oluşturulmasıdır.
Sosyal Terapötik Barınma
Topluluğu: Sosyal terapötik barınma topluluğunun
görevi kanunlarla ihtilaf halinde bulunan veya suç işlem riski bulunan
gençlerin koordinasyonunu gerçekleştirmektir. Temelde dış nedenlerden
kaynaklanan faktörler, bu gençlerin yaşantıları ve spesifik olarak bireysel
problemler, onların toplumsal yaşama katılmalarını; çalışma yaşamında sosyal
kabul görmelerini, kendilerine güvenmelerini ve özerk bir biçimde yaşamalarını
engellemektedir.
Söz konusu olan genç insanlardır. Bunlar sosyal
politika tarafından marjinal hale getirilmiş, sosyal hukuk tarafından
gereksinimleri kısıtlanmamış ve toplumun ön yargıyla yaklaştığı gençlerdir.
Barınma topluluklarında kalış süresi (ortalama 12-14 ay) hangi amaçlara
ulaşılmak istenildiği ile ilişkilidir. Örneğin kalış süresi müvekkilin nelere
ulaşmak istediği ile ilgili olabilir.
3.5. Köln Şehri İstatistikleri
Diversiyon kararlarının ne sıklıkla alındığını göstermek için
tablo 1’de Köln Gençlik Mahkemesi çalışmalarıyla
ilgili 1998 yılı istatistikleri sunulmuştur.
Genç ve yetişkinlere yönelik ortalama 7.300 şikayetten
yarısı mahkemeye yansımaktadır. 1998: 3309. Bunlardan 170’i beraat ile, 1774’ü
bir hüküm ile, 1610’u Gençlik Mahkemesi Kanunun 45 ve 47. maddeleri veya Ceza
Kanunun 153, 153a., ve 154. maddeleri gereğince davanın düşmesiyle
sonuçlanmaktadır.
Die Brücke Derneğinin (1998)
istatistiklerine göre 1558 genç ve genç yetişkin kendilerinde sosyal çalışma
saatlerini doldurmuşlardır.
Köln Gençlik Mahkemesi hâkimleri özellikle gereksinim
içerisindeki gençlere yönelik, yılda ortalama 50-60 gözetme tedbirini
uygulamaya koymaktadırlar.
Sanık-mağdur uzlaşma programları gerçekleştiren Die Wagee Derneği 1998 yılında
173 sanık ile 130 sanık-mağdur uzlaştırma programı gerçekleştirmiştir.
Tablo-1 Tedbirlerin genel dağılımı:
Tedbirler |
Toplam |
Alman |
Türk |
Diğer |
Gencin serbest zamanlarda tutulması |
132 |
84 |
29 |
19 |
Sürekli tutulma |
136 |
50 |
21 |
65 |
Tutukevi (14-15 yaş) |
13 |
5 |
4 |
4 |
Tutukevi (16-17 yaş) |
62 |
23 |
11 |
28 |
Tutukevindeki genç yetişkinler |
132 |
33 |
44 |
55 |
Gözetim kararı ile birlikte gençlik cezası |
202 |
99 |
60 |
43 |
Gözetim kararı olmadan gençlik cezası |
72 |
32 |
26 |
14 |
Diversiyon Hakkında Eleştiri
Gerçekleştirilen diversiyon
programlarının ampirik değerlendirilmesi konusundaki kısıtlılıklar veya
yetersiz olanaklar; olumsuz sonuç vermiş birkaç proje veya politik yaklaşımlar
bazı çekinceler yaratmaktadır. Özellikle diversiyon
programlarının özgürlüğü kısıtlayıcı cezalara alternatif sunmadığı, aksine
sosyal kontrol ağının genişlemesine neden olduğu ifade edilmektedir (Walter, 2000). Amerika Birleşik Devletleri’nde gençlerin,
önceki dönemlerde çoğu kez bir muhakeme usul sürecinin başlatılmasını
gerektiren eylemlerinin, şimdi sıklıkla diversiyon
programlarına dahil edildiği; İngiltere’de kanun ile hürriyeti bağlayıcı ceza
yerine, kurum dışı çalışma cezalarının getirildiği ve bunların yarısının
mutlaka başarılı bittiği görülmektedir. Bunun yanı sıra diversiyon
kararlarının, hürriyeti bağlayıcı ceza almayan sanıklara verilmiştir.
Gerçekten de diversiyon
projelerinin başarıları, özellikle kurumsal yaptırımların kaldırılması
konusundaki talebe göre sınırlı kalmaktadır.
(NOT: Toplantının tartışma bölümü buraya alınmamıştır.)
* Çevirenin Notu: Gözetme, “Betreuung” kelimesinin
karşılığında kullanılmıştır. Koruma, savunma, bakım, iyileştirme, refakat,
danışmanlık, rehberlik vb. destek hizmetlerini kapsamaktadır. Gözetim kavramı
gibi daha çok kontrol ve denetime yönelik bir hizmet anlamı bulunmamaktadır.
KAYNAKÇA:
Guder,
Petra (1997).
Ohne Schloss und Riegel – eine
offene Alternative auch für den Umgang
mit deutschen Jugendlichen aggressiven Mehrfachtätern zwischen Jugendhilfe und Justiz? In:
DVJJ-Journal, 2/1997, s.123-141.
Heinz,
W. (1984). Ambulante
Maßnahmen – Kriminologische
Überlegungen und Ausblick. In: H. Kruy (Hg.). Ambulante
Maßnahmen zwischen Hilfe und Kontrolle, Köln, s.439-594.
Kerner, Hans-Jürgen (1993). Ambulante Maßnahmen. In: Kaiser, G./Kerner, H.-J./Sack, F./Schellhoss, H. (Hg.). Kleines Kriminologisches
Wörterbuch s.18-21, Heidelberg.
Knöbl,
Walter (1997).
Die Arbeit mit dissozialen und delinquenten männlichen Jugendlichen/ Heranwachsenden in
der Sozialtherapeutischen Wohngemeinschaf.
In: ZfStrVo 6/97,
s.350-356.
Ludwig-Mayerhofer, W./Rzepka,
D. (1998). Diversion
und Täterorientierung im Jugendstrafrecht. In: MschrKrim Heft 1 1998, s.17-37.
Schlink, Bernhard (1993). Jugendgerichtshilfe zwischen Jugend –und Gerichtshilfe- Verfassungsrechtliche Bemerkungen
zu § 38 JGG- In: Jugendgerichtshilfe- Quo vadis? Status und
Perspektive der öffentlichen
Jugendhilfe gegenüber dem Jugendgerichts; Symposium vom 2. Bis 5. Juli
1990 in Frankfurt; eine Dokumentation
des Bundesministeriums der Justiz. Bonn (2. unveränd. Aufl.).
Tekin,
Uğur (1996). Zur
Kriminalisierung Jugendlicher
ohne deutschen Pass. In: Sonderheft
Nr. 1 der Forschungsstelle für interkulturelle Studien. Köln, s.43-46.
Tekin, U.
/ Jünschke, K.
(1997). Kölner Stadtbuch Jugendkriminalität. Gegen die Kriminalisierung von Jugendlichen. Köln.
Tekin, U.
/ Yıldız, E. (1999). Skandalisierung allochthoner Jugendlicher durch Kriminalisierung. In: M. Ottersbach/S. Trautmann (Hg.): Integration durch soziale Kontrolle? Köln, s.95-121.
Tekin, U.
/ Spindler, S. (2001). Ethnisierung und
Kriminalisierung als Ausgrenzungsstrategie. In: Die Brücke- Forum für antirassistische Politik und Kultur. 2001/2, s.27-32.
Theißen, Rolf: Alternativen
zur Jugendstrafe. Anmerkung zu den Möglichkeiten informeller Verfahrenserledigung nach § 45,
47 JGG, in Soziale Arbeit
10/11/90
Walter, Michael (2000). Jugendkriminalität. Boorberg (2. Auflage).
NOTLAR:
NOT-1: Bu yazı II. Ulusal Çocuk ve Suç Sempozyumu: “Yargı
Öncesi ve Yargılama Süreci” (10-13 Nisan 2002) alınmış olup bu ve benzeri konularda
daha fazla bilgi edinmek için ilgili sempozyumun kitabına başvurmanızı tavsiye
ederiz. Amacımız suç konusunda çıkan kitaplardan, dergilerden, yazılardan
sizleri haberdar etmek; bilgi evrenine ve Türk kriminolojisine (suç bilimine)
katkıda bulunmak, topluma faydalı olmaktır.
NOT-2: Bu yazının yayınlanmasına verdikleri izin ve kriminolojiye
yaptıkları bu katkı dolayısıyla Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı sayın Nevin Özgün’e çok teşekkür ederiz.
Vakfa, www.tcyov.org adresinden ulaşabilirsiniz.
©
www.kriminoloji.com 2002
Sitemize www.kriminoloji.com, hukukcu.net, hukukcu.org veya turkhukuk.net, turkhukuk.org
adreslerinden ulaşabilirsiniz.